Bulunduğunuz Kategori: Bilim Kurgu

29
Ağu

Çalınmış bir şeyi çalmak hırsızlık mıdır? – Zamana Karşı

Fazla bilim kurgu filmi izlemeyen ben, sanırım artık bu tür filmleri takip etmeye başlayacağım. Aslında önceden izlediğim bir iki film vardı ve onlarda güzel ve konuları akıcıydı. Önceden birkaç kez karşılaştım fakat konusu ilgimi çekmediği için izlememiştim. Bugün ne izlesem diye düşünürken artık izlemenin zamanı geldi diyerekten bu filmi seçtim..İyi ki de seçmişim diyorum ve konuya geçiş yapıyorum.. :D

Filmde, gelecekte insanlar 25 yaşına geldikten sonra yaşlanmıyorlar ve ölümsüzlük için bir yöntem bulmuşlar. 25 yaşına gelen her gencin kolundaki sayaç devreye giriyor ve o sayaç yaşayacakları ömrün süresini belirliyor. Tabii ki her geçen dakika ömürlerinden kısalıyor ve bu sayacın süresini artırmak için günü birlik işlerde çalışıyorlar ve karşılığında ise ömürleri birkaç gün daha uzuyor. E tabi hal böyle olunca bazı çakallar daha uzun yaşayabilmek için karşıdaki insanların ömürlerini çalmaya başlıyorlar ve ülkenin belli bir kesiminde çalıp çırpma ile zengin olmuş insanlar..

28
Tem

Başladığım yere geri dönmek hiç bu kadar karmaşık ve zor olmamıştı…

BAŞLANGIÇ…

Filme geçmeden önce şunu hatırlatalım, filmi çok dikkatli izlemezseniz eğer ne izlediğinizi anlamazsınız ve çünkü çoğu zaman kafanızı bir hayli karıştıracak bu film :)

Baş kahramanımızın adı Cobb. Cobb karısını yani Mall’ı öldürmek suçundan aranıyor, bu yüzden çocuklarının yanına dönmesi mümkün değil. Ama onun için bir şans var. En iyi yapabildiği işi yapması gerekiyor fakat bu defa biraz karışık olacak işler. Cobb insanların rüyalarına girer gizli bilgileri çalar, bilinçaltındakileri çözer. Kısaca o bir beyin hırsızı. Ama bu defa görev çok farklı birinin beynine girip bilinçaltına bir fikir yerleştirmesi gerekiyor. Bu iş onun için çok önemli, başardığı taktirde çocuklarının yanına geri dönebilecek onların yüzünü tekrar görebilecek. Bu yüzden sağlam bir plana ve ekip arkadaşlarına ihtiyacı ihtiyacı vardır. Arkadaşı Arthur ile birlikte sıkı bir ekip hazırladılar. Ve macera başladı… Kendilerini akılalmaz bi aksiyonun içinde bulurlar. Her şey planlıydı fakat bu işte turistlere yer yok…

20
Ağu

“Siz sırrı çözmek değil, kandırılmak istiyorsunuz.”

“Siz sırrı çözmek değil, kandırılmak istiyorsunuz.”

2006 ABD yapımı olan, Christopher Nolan imzalı bu filmde, Christian Bale, Hugh Jackman, Scarlett Johansson, Michael Caine, Andy Serkis, Rebecca Hall, gibi dünyaca tanınmış isimler bir arada.

Victoria Devri’nde iki sihirbaz

Bu fantastik, bir o kadar da gizemli hikayede, iki sihirbazın, birbirlerine karşı hakimiyet kurma çabalarını görüyoruz. Bu iki ihtişamlı adamın, cüreti tutkuya, şovmenliği bilime ve hırsı dostluğa kırdırmalarının sonuçları tehlikeli, ölümcül ve hileli oluyor.

Hikaye, yüzyılın başında Londra’da başlıyor. Sihirbazların, oldukça prestijli oldukları bir zamanda, iki yakın arkadaş, birlikte yola çıkarlar. Robert Angier, sahneyi çok iyi kullanan ve şovunu çok iyi sergileyen bir sihirbazdır.

22
Tem

Harry Potter Beyaz Perdeye Elveda Dedi

2001 yılında ilk defa seyirciye merhaba diyen Harry Potter serisi, tam 11 yıl sonra yine beyazperde de seyirciye elveda diyor. Son kitabı 2007 yılında çıkan ve o günden beri beklenen muhteşem finalin nasıl olduğunu elbette herkes gibi okurlarıda bekliyordu.

Öncelikle kitabı okuyan biri olduğumu belirtiyim. Çünkü bazı yerlerde kitaba dayanarak yorumlarda bulunucam. İzleyenlerin de bileceği gibi “Ölüm Yadigarlari: Part 1” Voldemort’un mürver asayı Dumbledor’un mezarından çalması ile bitmişti. Yeni filmimiz de işte tam buradan başlıyor.

Film, Part 1 gibi kitaba sadık kalmış görünüyor. İzlerken seyirciyi sıkmıyor ( en azından seyirci final duygusuyla bu sıkılmayı yaşamıyor). Kitapta bazı sahneler vardı ki filmde de okuyucular bunları görmeyi umut ediyordu. Öylede oldu. Snape’in çocukluğu ve Lily Potter ile olan geçmişi küçük anektotlarla da olsa bizlere gösterildi. Buna oranla ise, kitapta olup filmde göremediğimiz ve keşke olsaydı dediğimiz sahnelerde yok değil. Buna en güzel örnek Lupin ve Tonks’un ölümleri ve Sentorların (At adamların) savaşa dahil olma sahneleri…

David Yates seriye çok açık dille bambaşka bir kalite getirmişti. Bunu son 2 filmde gözler önüne serdi. “Ölüm Yadigarları: Part 2” de de bu kalitesini sürdürmeye devam etmiş. Fakat gözlerden kaçmayacak bi unsur var.

3
Tem

“Neden bütün iyi alettler deception’lar da?”

İlk olarak oyuncak haliyle karşımıza çıktılar, daha sonra çizgi filmleri ile büyük hayran kitlesi yakaladılar. Kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuz. Transformers’lar…

Tüm bu çeşitliliğin içine Michael Bay birde sinema projesini kattığında çoğu kişi heyecana kapılmıştı. Yılların fenomen çizgi filmi Transformers beyaz perdede boy gösterecekti. Tüm bu bekleyişin ardından Michael Bay zor olanı başardı ve Autobot’lar ile Decepticon’ların savaşını seyirciyle buluşturdu. İlk filmin gişe hasılatı ve bekleneni vermesi ikinci filminde kapısını açmış oldu. 2009 yılında sinemaseverler ile buluşan Transformer: Yenilenlerin İntikamı, gişede hatrı sayılır bir hasılat elde ederek ilk filmin üstüne çıkmayı başardı. Artık Transformers serisinin beyazperdeye ait bir kuşkusu kalmamış oldu ve serinin devam filminin çekileceği duyuruldu. Şimdi ise sinemaya geri dönen seri, Transformers: Ayın Karanlık Yüzü ile devam ediyor. Bu devam filminde Amerika’nın o meşhur Ay’a insan gönderme projesinin arkasında yatan nedenleri öğrenmiş olacağız.

© Copyright 2010-2017 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress