Bulunduğunuz Kategori: Gerilim

2
Oca

“Belki Amerika’da öyledir, İrlandalı!” - Captain Phillips

İngiliz asıllı yönetmen Paul Greengrass’in, Hollywood yapımı filmlerinden sonuncusu diyebiliriz. Bloody Sunday’den sonra çok daha naif kalmış; gerçeğe dayanan hikayesi ile aslında ince bir sistem eleştirisi de yapmaya çalışmış fakat para Amerika’dan da gelince, çok da sivrilememiş mesajları ile aksiyonu daha doğrusu gerilimi bol bir film çıkmış ortaya.

Kaptanımız Richard Philips ( Tom Hanks), MV Maersk Alabama adlı Amerikan kargo gemisi ile yola çıkmıştır. Somali açıklarından geçerken, korsanlar tarafından ele geçirilmek istenen gemisini kendi yönetmeleri ve kıvrak zekası ile kurtarmaya çalışırken, işler biraz sarpa sarar. Muhteşem Amerikan donanması tarafından kurtarılmayı beklerkenki süreçte, korsanların lideri Muse ile aralarında bir empati savaşı, bir psikolojik süreç yaşanmaya başlayacaktır.

Ben izlerken Somaliler tarafından kaçırılan bir Amerikan gemisi yerine, Amerikalılar tarafından zaptedilmiş Somalili korsanlar hatta Somalili balıkçılar gördüm esasında. Yönetmenimiz de azıcık ucundan bir Amerikan eleştirisi yapmaya çalışsa da maalesef genelinde bir Amerikan destanı anlatmaktan geri kalamamış.

25
Ara

“Kahramanlar, bazen kaderleri ağırlığında acı çekerler. Fakat, onları güçlendiren de bu acıdır.” - Midnight FM

Koreliler, gerilim türündeki filmlerde gerçekten çok başarılı yapımlar ortaya çıkarıyor. Fakat en büyük eksileri ise polisleri olaya dahil etmeleri. Yok yani film boyunca zaten hiçbir işe yaramıyorlar filmde olmasalar eksikliğini bile fark etmeyiz o derece başarısızlar. Bu izlediğim ikinci Kore yapımı gerilim filmi ve ilk filmde de polisler hiçbir işe yaramıyorlar. Tabii izleyiciyi sinir etmekten başka. :)) Neyse neyse, filme dönsem iyi olacak sanırım..

Ko Sun-young, işinde son derece başarılı bir haber sunucusudur. Ayrıca geceleri ise radyo programı sunuyor ve programında ise film müziklerine yer vermesi sinema severleri filme daha ilk dakikalarda bağlıyor. Sun-young, kızının ameliyatı için Amerika’ya gitmek zorundadır ve son yayını ile dinleyicilere güzel bir veda etme niyetindedir. Mikrofonun başına geçer ve film müzikleri ile film replikleriyle enfes bir programa başlar. Fakat yayın arasında gelen bir telefon ile tüm yayın akışını değiştirmek zorunda kalacaktır.

22
Ara

“Kızını hayatta tutabilmek için saniyelere meydan okuyan baba..” - Hours

30 Kasım’da trafik kazasında hayatını kaybeden Paul Walker’ın son filmi.. Film belki mükemmel değildi, fakat babanın kızını hayatta tutabilmek için çabası sanırım sizi filme kilitliyor. Tek mekanda geçen filmlerde oyuncunun performansı ve yönetmenin başarısı o filmi izlenir kılmıyor mu? :)

Katrina kasırgası sırasında eşini doğum sırasında kaybeden bir adamın hikayesini anlatıyor. Bebeği, henüz kendi kendine nefes alamadığı için solunum cihazına bağlıdır. Kasırganın şiddetli şekilde devam etmesiyle hastanenin boşaltılmasına karar verilir. Fakat Nolan ve bebeği taşıyacak donanımlı bir ambulans olmadığından hastanede beklemek zorundadırlar.

Birkaç saat içinde tüm şehirde elektrik gider ve Nolan o an ne yapacağını bilemez. Bebeğinin kendi kendine nefes alabilmesi için sadece 48 saat solunum cihazının çalışması gerekmekte.

9
Ara

“En iyisini iste, en kötüsüne hazır ol.” - Prisoners

Denis Villeneuve, 2011 yılında İçimdeki Yangın filmi ile isminden baya bir söz ettirmiş bir yönetmendir. Her ne kadar izlemek istediğim fakat sürekli unuttuğum bir film olsa da.. Hakkında bugüne kadar olumsuz bir yorum okumadım. Bu yazıyı yayınladıktan hemen sonra bu filmi seyredeyim bari yoksa gene unutacağım. :))

Bugüne kadar seyrettiğim filmlerin yönetmen kısmına çok nadir dikkat ederim. Bu da o nadir filmlerden bir tanesi oldu benim için. :) İzlerken senaryosunda çok fazla eksik ya da hata bulsam da.. Yönetmen ve oyuncuların (Hugh Jackman , Jake Gyllenhaal, Terrence Howard) performansı sayesinde bu yılın en iyi filmleri arasında yerini alabilecek bir film ortaya çıkmış doğrusu.

İki komşu şükran günü sebebi bir araya gelmiş ve keyifli bir gün geçirirken bir anda hayatları altüst olmuştur. 2 küçük kız esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuştur. Olayın polise bildirilmesinden sonra bu dosyaya atanan dedektif (Jake Gyllenhaal) kızları bulmak için elinden geleni yapsada ne yazık ki bir sonuç alamamaktadır.

21
Kas

Devil’s Pass - Şeytan Geçidi..

Devil’s Pass..

Genel hatları ile 1959 yılında, bir grup Rus dağcının, Ural dağları’nda tırmanışta iken esrarengiz bir şekilde ölmesinden esinlenerek ; yıllar sonra bu olayın sırrını anlamak amacı ile aynı yere giden Amerikalı Öğrencilerin başından geçen tuhaf olayları anlatan filmin yönetmeni Renny Harlin…

Renny Harlin adı sinemayı çok yakından takip etmeyen kişilere yabancı gelebilir lakin kendisi birçok baba filmin yönetmenidir. ‘Zor Ölüm 2’, ‘Dağcı’ , ‘Beyin AvcılarI’, ‘Mavi Korku’ ve ‘Exorcist: The Beginning’ gibi… Tabi tüm bu şahane, çoğu kült olmuş filmlere bakınca, çekimleri Blair Cadısı’nı andıran ‘Devil’s Pass’ sanki liseli bir gencin çektiği amatör bir belgeselmiş gibi kokan sahneleriyle büyük hayal kırıklığı… Bruce Willis, Samuel L. Jackson, Sylvester Stallone’li kadrolardan sonra adı sanı duyulmamış üç beş gençle neden üçüncü sınıf bir gerilim/korku filmi çekmeye kalktı bu usta yönetmen diye sormadan da edemiyor insan. Ama tüm bunları bir kenara koyup sorgulamazsanız, bir problem kalmıyor ortada çünkü film iyi.

© Copyright 2010-2016 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress