Bulunduğunuz Kategori: Gerilim

1
Mar

“Bence, ‘merhamet’ kelimesini İngilizce sözcüklerden çıkarmak gerek.” - Babam İçin

Konusunu okuduğum zaman, izleyip izlememek arasında kararsız kalmıştım fakat yorumlara göz gezdirdiğim zaman ilgimi çekmeyi başarmıştı. Klasik bir giriş ile; başrollerinde Daniel Day-Lewis, Pete Postlethwaite, Mark Sheppard, Tom Wilkinson ve Emma Thompson gibi usta oyuncular yer alan, kolay kolay hafızalarınızdan silinmeyecek bir film olmuş. Özellikle hapishane sahnelerinde baba ile oğlun arasında geçen diyaloglar oldukça gerçekçi ve etkileyici olmuş.

1970 yıllarında IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu), bağımsızlığını kazanmak için İngiltere karşı eylemler düzenler. Sokağa çıkmanın tehlikeli olduğu dönemlerde, derdi sadece günü kurtarmak olan Gerry birçok kez uyarılmasına rağmen hırsızlık yapmaktan vazgeçmez bir türlü. Bunun onun zararına olduğunu gören ailesi Gerry’i teyzesinin yanına Londra’ya göndermeye karar verirler ve yakın bir zamanda Londra için yola çıkmıştır.

26
Şub

Ellerinden alırsın ve onlara neye sahip olduklarını gösterirsin. - Following

Christopher Nolan… Filmlerinde sizi öyle bir etkisi altına alıyor ki kolay kolay sahneleri unutmuyor ve bazı şaşırtmalı final sahnelerinde ise “Acaba ne oldu?” diye beyin fırtınası yapmaya başlıyorsunuz. Bugüne kadar bir çok filmini seyrettim ve geçen gün film listesine baktığım zaman 1998 yapımı Takip filmine rastladım.

Konusuna falan hiç bakmadan seyretmeye başladım. Sonuçta yönetmen ve senarist Christopher Nolan.. Hangi filmi kötü olabilir ki?? :)) Konuya geçmeden önce filmi izledikten sonra biraz araştırma yaptım ve biraz bilgi vereyim size. C. Nolan’ın ilk uzun metrajlı filmidir. Ellerinde çok fazla bütçe olmadığı için Nolan tasarruf yaparak tanınmış oyuncular yerine eş, dost ve akrabalarını oynatmış filmde. İzlediğiniz zaman oyuncuların performanslarından çok kurgusu sizi filme çekiyor. Açıkçası böyle bir film beklemiyordum ben. Sonuçta ilk filmi eksiklerle doludur diye düşünüyordum ama Nolan’ın zekası filmi kurtarmış. :))

15
Şub

Kimseye Söyleme - Tell No One

François Cluzet.. Yabancı gelmiyor ama kimdi bu adam, hangi filmlerini izledim ben diye düşündüm durdum film boyunca. En sonunda oynadığı filmlere bakınca “Intouchables – Can Dostum” filmini anında kestirdim gözüme. Hatırlamıştım çok çok iyi bir filmdi ve bu filmde de rolünün hakkını vermiş doğrusu.

Sanırım Cluzet sayesinde Fransız filmlerine merak sarmaya başlayacağım.. :)) Film, Harlan Coben‘in 2001 yılında yayınlanan ve 27 dilde 6 milyona yakın kopyası basılan “Tell No One” adlı romanının, başarılı yönetmen ve oyuncu olan Guillaume Canet tarafından sinemaya aktarılmıştır. Filmi izlemeye başladığınız zaman ilk 1 saat sizi acayip sıkacak ve olayları anlamadığınız gibi “Ne oluyor yahu ne yapıyor bu adamlar” diye düşüncelere dalacaksınız. Tam kapatacakken bir anda olaylar daha da heyecanlı oluyor ve sanki ilk 1 saat sizi sıkan bu film değilmiş gibi sizi filme bağlıyor.

7
Şub

“Ben cesur biriyimdir ama korkuyorum anne.” - The Impossible

26 Aralık 2004… Endonezya’da meydana gelen tsunami felaketi. Saniyeler içinde yüksekliği 30 metreye kadar ulaşan tsunami felaketi 14 ülkeyi etkilemiş ve 230 binden fazla insan bu felakette yaşamını kaybetmiştir. Kimimiz bu felaketin tv’de günlerce süren yayınlarını hatırlıyordur, kimimiz ise ismini zaman zaman duyduğu için internetten araştırma yaparak bir şekilde az da olsa bu felaket ile ilgili bilgi edinmiştir. Bugüne kadar sanırım tsunamiyi konu alan izlediğim ilk filmdi bu.

Birkaç ay önce filmin fragmanını izlemiş ve kesinlikle bu filmi izleyeceğim diye notumu almıştım. Açıkçası bu kadar iyi bir film beklemiyordum. Ama etkisinden kolay kolay çıkamayacağınız bir film olmuş. “The impossible” 2004 yılında o felaketi yaşayan bir ailenin gerçek hikayesini beyaz perdeye yansıtılmış. Öyle ki sanki o an sizde bu felaketi yaşıyormuşsunuz gibi oluyor o kadar gerçekçi ve kusursuz olmuş film.

21
Ara

“Bu mağaracılık değil. Bu bir ego yolculuğu.” - Cehenneme bir adım

Seyrettiğim ilk korku filmini (Lanetli Ev) sinemada izlediğim için tövbe etmiştim. Bir daha hayatta izlemeyeceğim diye. Hatta filmde bir çok sahneyi gözüm kapalı izlediğimi hatırlıyorum. Sonradan filmle ilgili yorumları okurken birde yaşanmış bir hikaye olduğunu öğrenince izlememe kararım kesinlik kazanmıştı. Ama düne kadar…

Gece saat 3.30 gibi ani bir kararla korku filmi izlemeye karar verdim. Arkadaşlarımın önerisi ile “Cehenneme bir adım” filmini seçtim ve tam 3.30 gibi izlemeye başladım. Etraf karanlık ses sonuna kadar açılmış ve ben korku filmi seyrediyorum. Tabi çoğu sahnede gelişen olaylar sayesinde hafiften ürküyorsunuz ama bunu belli etmemeye çalışıyorsunuz :)) Her ne kadar korksam da filmi sonuna kadar izledim.

Yakın arkadaşları, kötü bir trafik kazası sonucunda eşini ve çocuğunu kaybetmiştir. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır onun için. Yakın arkadaşları biraz çılgın ve maceracı kişilerdir. Arkadaşlarının kendisini toparlaması için bir plan yaparlar ve seçtikleri bir mağaraya inmek için hazırlıkları yaparlar.

© Copyright 2010-2014 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress