Bulunduğunuz Kategori: 2013

31
Ara

2013’ün En İyileri..

Adettendir, bir yıl daha sona ererken enine boyuna yılın filmleri süzgeçten geçirilir, akla kazınanlar, en iyiler belirlenip bir liste ortaya konur.
Ben de böyle bir liste hazırlamak istedim, hazırlandım da.

Ancak diyerek burada bir parantez açmam gerekiyor. Henüz izlemediğim, merak ettiğim 2013’de adından söz ettiren filmler var elbette. Bu yüzden içime tamamen sindiğini söyleyemem.
Le Passe, Inside Llewyn Davis, La Vie d’Adele gibi henüz izleyemediğim filmleri izlesem büyük ihtimalle liste daha farklı şekilde sonuçlanırdı. Bu yüzden Türkiye vizyon takvimine göre sıraladım (Dipnot: Prisoners hariç) ve 7 film belirledim. Buyurunuz:

22
Ara

“Kızını hayatta tutabilmek için saniyelere meydan okuyan baba..” - Hours

30 Kasım’da trafik kazasında hayatını kaybeden Paul Walker’ın son filmi.. Film belki mükemmel değildi, fakat babanın kızını hayatta tutabilmek için çabası sanırım sizi filme kilitliyor. Tek mekanda geçen filmlerde oyuncunun performansı ve yönetmenin başarısı o filmi izlenir kılmıyor mu? :)

Katrina kasırgası sırasında eşini doğum sırasında kaybeden bir adamın hikayesini anlatıyor. Bebeği, henüz kendi kendine nefes alamadığı için solunum cihazına bağlıdır. Kasırganın şiddetli şekilde devam etmesiyle hastanenin boşaltılmasına karar verilir. Fakat Nolan ve bebeği taşıyacak donanımlı bir ambulans olmadığından hastanede beklemek zorundadırlar.

Birkaç saat içinde tüm şehirde elektrik gider ve Nolan o an ne yapacağını bilemez. Bebeğinin kendi kendine nefes alabilmesi için sadece 48 saat solunum cihazının çalışması gerekmekte.

11
Ara

“Düşünme tarzını değiştirirsen, hayatını da değiştirirsin.”

“Düşünceni değiştirirsen, kendini de değiştirirsin.”

Filmin ilk fragmanı çıktığı zaman tüm herkes Step Up serisi ile kıyaslamaya başladı ve vizyona girdiği anda da bu kıyaslama yapılarak filme not verildi. Filmi izlemeye başladığınızda Step Up aklınıza geldiği an çabucak bundan sıyrılıp filme odaklanmaya çalışın derim. :)

Break dansın kalbi olan Battle of the Year yarışmaları her yıl onlarca ülkeyi, binlerce izleyiciyi bir araya getirerek dansın ve müziğin dibine vuruyorlar desek yanlış olmaz sanırım. :) ABD, bu yarışmaya 15 yıldır katılıyor fakat bir türlü 1. olamıyordu. Dante Graham, sponsor olduğu takımın ne yapıp edip bu yıl 1. olması için elinden geleni yapmayı kafasına koymuştur ve ilk olarak takımın başına başarılı olabilecek birini getirmeyle başlayacaktır.

9
Ara

“En iyisini iste, en kötüsüne hazır ol.” - Prisoners

Denis Villeneuve, 2011 yılında İçimdeki Yangın filmi ile isminden baya bir söz ettirmiş bir yönetmendir. Her ne kadar izlemek istediğim fakat sürekli unuttuğum bir film olsa da.. Hakkında bugüne kadar olumsuz bir yorum okumadım. Bu yazıyı yayınladıktan hemen sonra bu filmi seyredeyim bari yoksa gene unutacağım. :))

Bugüne kadar seyrettiğim filmlerin yönetmen kısmına çok nadir dikkat ederim. Bu da o nadir filmlerden bir tanesi oldu benim için. :) İzlerken senaryosunda çok fazla eksik ya da hata bulsam da.. Yönetmen ve oyuncuların (Hugh Jackman , Jake Gyllenhaal, Terrence Howard) performansı sayesinde bu yılın en iyi filmleri arasında yerini alabilecek bir film ortaya çıkmış doğrusu.

İki komşu şükran günü sebebi bir araya gelmiş ve keyifli bir gün geçirirken bir anda hayatları altüst olmuştur. 2 küçük kız esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuştur. Olayın polise bildirilmesinden sonra bu dosyaya atanan dedektif (Jake Gyllenhaal) kızları bulmak için elinden geleni yapsada ne yazık ki bir sonuç alamamaktadır.

30
Kas

The Big Wedding - Büyük Düğün

Yıllar önce boşanan ve evlatlık oğullarının düğünü için bir araya gelen çılgın bir çift üzerinden açılan film, evlat edindikleri çocuklarının aşırı dindar annelerinin de düğüne geleceğini öğrenip tekrar evli numarası yapmaları ile ilerliyor. Konu bu hat üzerinde ilerlerken, çok da standart yaşamlara sahip olmayan tüm yan karakterlerin de işin içine girmesi ile kimi yerlerde şenlik havasına bürünen filmin yönetmeni Justin Zackham.

Romantik- Komedi kategorisine uygun olan filmde, öyle kocaman kahkahalar patlattığınız çokça sahne yok. Daha çok modern Amerikan aile yapısı ile dalga geçen, abartılmış, yer yer normalin sınırlarını zorlayan tuhaf bir aile ile karşı karşıya geliyoruz. Arkadaşlık-dostluk kavramlarını da sıkça işleyen film sanıyorum Türk aile yapısı, ahlak kuralları, toplum normları ile yakından uzaktan alakalı değil. ‘Sevginin birçok çeşidi var.’ savından beslenen bu eğlenceli konuda, bir Türk olarak sık sık şaşırabilirsiniz.

© Copyright 2010-2016 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress