Monthly Archives: Şubat 2012

26
Şub

“Amman Tanrım!” - Bruce Almighty

Evvela Jim Carrey denilince aklına ne gelir? Benim çocukluğum gelir. Hemen ardından çocukluğumu şenlendiren onlarca filmi gelir aklıma. Yalancı Yalancı, Maske, Hayvan Dedektifi ve dahası. Jim Carrey ben de dâhil birçok insanın hayatına şen şakraklığıyla pozitif etki bırakmış ve unutulmazlar arasındadır hınzır. Mimikleriyle, oyunculuğuyla ve her zaman gülen suratıyla şu sinema dünyasında en ama en çok sevdiğim Aktörlerden birisi olur Jim Carrey’im.

Bu bıçkının ailecek izleyebileceğin ve bir o kadar da keyif alabileceğin başka bir filmi ise, unutulmazlar arasında çoktan yerini almış olan bir yapımdır, Aman Tanrım! Bruce Almighty. Üstelik rol arkadaşları da Morgan Freeman, Jennifer Aniston, Steve Carell gibi usta oyuncularsa, değmesin yağlı boya.

23
Şub

İnsanlar başarıyı kutlarlar, ama biz başarısızlığı kutladık.. - Black

Bundan birkaç yıl önce bana Hindistan yapımı bir film önerseler hiç izlemeden direk o filmi elerdim sanırım. Bunun sebebi de sanırım izlemiş olduğum birkaç reklamdı. Saçma bir sebep, şimdi yazınca fark ettim :D

Hani bazı filmler vardır hatta bunlar çok nadir görülür.. Kimi sahnesinde gülmenizi sağlarken, diğer sahnesinde ağlamanıza neden olan, bir başka sahnesinde ise uzun düşüncelere dalmanızı sağlayanlar… İşte bu adamlar bu tür filmleri çok iyi yapıyor. Bugün, birkaç gün önce “Bu filmi izlemeden ÖLME!” diyen bir arkadaşım vesilesiyle seyrettim ve izledikten sonra ne kadar haklıymış diye düşünmedim değil doğrusu :) Bu filmi nasıl anlatacağım size bilmiyorum ama denemeden zarar gelmez sanırım çünkü insanı bayağı bir etkisi altına alıyor..

Hayata karanlık ve sessizlik içinde merhaba demek.. Kendi karanlığı ve sessizliği içinde hayatı kendi doğrularıyla tanımaya çalışan Michelle

14
Şub

“Adım, Bruno. - Adım Shmuel.” - Çizgili Pijamalı Çocuk

Çizgili pijamalı çocuk.. eminim ki filmin adını duyduğunda “bu ne böyle, ne biçim bir film ismidir..” demiş olabilirsin. Amma velakin işin aslı, tahminin gibi değil. Daha bi iç cızlattırıcı ve daha bi iç yakıcı. Yazar John Boyne tarafından kaleme alınmış olan bu eser 2008 senesinde aynı roman ismi ile sinemaya uyarlanmış bulundu.

Sen ne düşünüyorsun bu konularda bilmiyorum ancak kendi görüşüm olaraktan şunu söylemem gerekiyor ki, bana göre: dikkat edersen klasik Nazi-Yahudi film yapımcılarının ardında çoğunluk olarak hep aynı 3 ülke vardır: Amerika, İngiltere ve İsrail. Bu 3 ülke sağ olsunlar, şuan ki dünya çapında olanları arka plana atarak ya da attıklarını sanarak, Almanları ve o dönemin ayrımcı grubu olan Nazileri bizlere genelleme olarak “öcü” gibi gösterdiler. Tamam bir soykırım var.. Elbette bunu destekler nitelikte bir hareketim yok ancak aşırı derece de abartılı bir şekilde gösterilmesi tamamen dünyanın her yerine erişmelerini sağladı ki buda bir gerçektir. Fakat sen gel gör ki, bugün ki İsrail’i ve Yahudileri. Oturdukları yerde otursalar gam yemeyeceğim inan ki.

4
Şub

“Her birimiz kendi yolumuzda..” - Yeşil Yol

Hayatımın filmi.. Anlatılmaz yaşanır cinsinden. Şu yaşıma kadar onca film izledim ama hiç biri yeşil yolun yerini tutmuyor. Eminim ki ne diğerleri ne de yenileri de tutmayacak. Her insanın ömrümde tutuklu kaldığı bazı olaylar vardır. Yeşil Yol’da benim için o olaylardan birisi. Hele replikleri yok mu? Bu tür filmleri her şeyi anlamaya başladığın yıllarda fark edip izliyorsan, resmen hayatının dönüm noktası haline gelebilir.

© Copyright 2010-2014 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress