Gene eski film ama benim daha bugün izlemiş olduğum filmlerden bir tanesi ile karşınızdayım. Birisine “film önerir misin?” diye sorduğunda popüler cevaplar gelince ben direk onları listemin en sonuna atıyorum. Elbet bir gün izlerim diye daha çok böyle çok fazla duyulmamış filmleri izlemeye tercih ediyorum. Her izlediğim filmlerde de “Ben nasıl bugüne kadar bunu izlememişim?” serzenişlerinde bulunuyorum. Sanırım bundan böyle anında izleyeceğim öyle listenin sonuna atmak falan yok. :)
Russell Crowe, gene oyunculuğu ile izleyenleri büyülemiş ve filme ayrı bir renk katmıştır. Filmde oyuncuların performansının yanı sıra müzikler ve repliklerde on numara. İzlediğim en iyi 10 film arasına rahatlıkla girebilecek bir film. Ayrıca bu tarz kaliteli yapımları dublaj olarak değilde Orijinal dil ile alt yazılı izlerseniz daha keyif alırsınız filmden. Konuya geçiş yapayım artık ben :))
Maximus, Roma İmparatorluğu’na kendini adamış ve ülkesi için savaşlarda ön planda yer alan başarılı bir generaldir. Marcus Aurelius (Roma İmparatoru), 25 yıldır İmparatorluğun başındadır ve artık ilerlemiş yaşı sebebiyle yerini başka birisine bırakacaktır. Bunun için hem başarılı, hemde cesur olan Maximus tek adaydır ve kendisine konuyu ileterek, karar vermesi için iyi düşünmesini ister. Fakat İmparator’un oğlu (Commodus), babasının yerine geçebilecek kişinin kendisi olduğuna inanır ve uzun süredir bu kararı beklerken Maximus’un İmparatorluğun başına geçeceğini öğrendiği zaman babasını öldürerek Roma imparatorluğunun başına geçer.
Adım Maximus Decimus Meridius… Kuzey ordularının başkomutanı, Felix Lejyonlarının generali, Gerçek İmparator Marcus Aurelius’un sadık hizmetkarı, katledilmiş bir oğlun babası, katledilmiş bir eşin kocası…
İmparatorluğun başına geçer geçmez ilk işi Maximus ve ailesini öldürmek olacaktır. Maximus kendisini askerlerin ellerinden bir şekilde kaçar ve ailesininde tehlikede olduğunu bildiği için eve doğru yola koyulur. Evine vardığı zaman ise eşinin ve oğlunun vahşice öldürülmüş bedenleri ile karşılaşır. Yıllardır tek hayali; evine gitmek ve ailesine kavuşmak olan birinin, ailesini öldüren kişi için intikamıda ağır olacaktır hiç şüphesiz.
Hayatta yaptıklarımız kefaret vermek demekdir. Onurunuzu güçlendirin. Size ne olacağını düşünün ve hayal ettiğiniz gibi olun. Kendini yanlız kalmış bulursan yeşil bir tarlada, yüzünde güneş ve ata binerken düşün. Hiçbir zaman endişelenme. Çünkü zaten hepimiz ölüyüz.
Neler olduğunu daha tam netleştiremeden kendini köle gladyatörlerin içinde bulur. Artık tek bir hedefi vardır kendini toparlayıp, Romada yapılacak oyunlarda Commodus’u öldürerek ailesine yaptıklarının intikamını almaktır. Filmi izlerken özellikle son sahnelere doğru arenada yükselen Maxsimus tezahüratlarına eşlik etmeniz kaçınılmaz durumdur. Özellikle son sahnelere doğru arka fonda çalan müzikler sizi film sonunda bile duraksamanıza sebep olacaktır. Hala izlemeyenler mi var yoksa?? Eee ne duruyorsunuz vakit kaybetmeden izlemeniz tavsiye edilir. :)
Filmi izlemiştim sözüde ayrı bir güzel. Hani başlığa sadece “gladyatör” yazsaydın bu kadar ilgi çekmezdi belki de ve bende bu yorumu yapmazdım :) Ama söz güzel olunca ve başlığa eklenince insanın bir şeyler diyesi geliyor. Tabi bu dediğim her yazı için geçerli değil belki de istisnadır, vesselam..
Bu konuda katılıyorum sana bende. Elimden geldiğince yazıların başlıklarını, film içerisinde geçen repliklerden oluşturmaya çalışıyorum . :)