Bulunduğunuz Kategori: 2000 ve öncesi

1
May

“İyi bir komplo kesinlikle ispatlanamaz. İspatlanırsa hata yapmışlardır.” - Komplo Teorisi

Televizyonda en çok gösterilen film olarak sıkça adından söz ettiriyor “Komplo Teorisi“. Birçok kez rastlamama rağmen, televizyondan film seyretmeyi sevmediğim için hep es geçmiştim. Geçen gün Mel Gibson’un oynadığı filmlere baktığım zaman rastlamıştım ve seyredilecekler arasına eklemiştim. Yıl 1997.. Mel Gibson’un oyunculuğu gene kendine hayran bıraktırıyor. Hatta şunu söylemek sanırım yanlış olmaz filmi güzelleştiren senaryodan çok, oyuncuların performansı olsa gerek. Özellikle Mel Gibson ve Julie Roberts birbirini ne güzel tamamlamışlar.

Jerry, kendi kafasında oluşturduğu komplo teorileri olan bir taksicidir. O teorilerini müşterilerine anlattığı zaman çoğu zaman deli muamelesi görüyor. Gerçi pekte normal sayılmaz fakat anlattığı şeylerin ilerleyen günlerde doğru olduğunu görünce insan şaşırmıyor değil. :)) Gördüğü, şahit olduğu her şeyden şüphelenen birisinin evi nasıldır sizce?

4
Nis

“Yıllardır günahlarımın dönüp, beni bulmasından korkuyordum.. Bu bedel, dayanamayacağım kadar ağır..” - The Patriot

Sıkça karşılaştığım ama bir türlü izleyemediğim The Patriot filmini sonunda seyredebildim. Mel Gibson‘un başrolde oynaması izlememdeki en büyük etkendi aslında. İzlediğimde ise niye bu kadar geç seyrettim ki diye düşünmeden edemedim açıkçası.. Harry Potter’da Lucius Malfoy olarak hafızalarımızda yer edinen Jason Isaacs ve Kara Şövalye filminde Joker karakterini oynayan Heath Ledger‘in (2008 yılında yanlış ilaç kullanımından dolayı aramızdan ayrılmıştır.) muhteşem oyunculuğu ile harika bir savaş filmi ortaya çıkmış.

Benjamin Martin, eskiden deneyimli bir askerdi. Eşini kaybettikten sonra onun için değerli olan tek şey çocuklarıdır. Fakat o dönem Amerika ile İlgiltere arasında yaklaşan bir savaş vardır. Benjamin, savaşa pek sıcak bakmayarak dahil olmak istememiştir. Savaş sırasında hayatını kaybetme olasılığı çok fazladır ve 7 çocuğunu geride yalnız bırakmak istemez. Ama en büyük çocuğu gönüllü olarak orduya adını yazdırmıştır. Tıpkı kendi gençliğindeki gibi.

4
Nis

“Ağrı kesicilerin işe yaramadığı bir dünya burası. Bu kadar çok acı olmasının başka bir açıklaması yok..” - Girl, Interrupted

1999 yapımı film ama ben daha bugün izleyebildim. Ara ara tempo yavaşlasada çok hoşuma gitti film nedense. Oyuncuların performansı resmen kilitledi beni ekrana. Hatta sanki o anlara hastaneden tanık oluyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz. Angelina Jolie bence, kariyerindeki en kral oyunculuğu sergilemiş. Yardımcı oyuncu olmasına rağmen, daha fazla dikkat çekmiş ve ödülleri toplamış.. Gene çok fazla lafı dolaştırmadan ben konuya geçiş yapayım direk. :)

Susanna, fazla miktarda aspirin alarak intihar eder ve hastaneye erken yetiştirilmesiyle kurtulur. Bu durumdan endişe eden ailesi, kendisini tedavi olması için hastaneye yatırmaya karar vermiştir. Kendisi her nekadar hasta olmadığını savunsada, doktorlar borderline (Sınır çizgisi) kişilik bozukluğu tanısı koymuşlardır. Tedavisi 18 ay sürecektir.

1
Mar

“Bence, ‘merhamet’ kelimesini İngilizce sözcüklerden çıkarmak gerek.” - Babam İçin

Konusunu okuduğum zaman, izleyip izlememek arasında kararsız kalmıştım fakat yorumlara göz gezdirdiğim zaman ilgimi çekmeyi başarmıştı. Klasik bir giriş ile; başrollerinde Daniel Day-Lewis, Pete Postlethwaite, Mark Sheppard, Tom Wilkinson ve Emma Thompson gibi usta oyuncular yer alan, kolay kolay hafızalarınızdan silinmeyecek bir film olmuş. Özellikle hapishane sahnelerinde baba ile oğlun arasında geçen diyaloglar oldukça gerçekçi ve etkileyici olmuş.

1970 yıllarında IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu), bağımsızlığını kazanmak için İngiltere karşı eylemler düzenler. Sokağa çıkmanın tehlikeli olduğu dönemlerde, derdi sadece günü kurtarmak olan Gerry birçok kez uyarılmasına rağmen hırsızlık yapmaktan vazgeçmez bir türlü. Bunun onun zararına olduğunu gören ailesi Gerry’i teyzesinin yanına Londra’ya göndermeye karar verirler ve yakın bir zamanda Londra için yola çıkmıştır.

26
Şub

Ellerinden alırsın ve onlara neye sahip olduklarını gösterirsin. - Following

Christopher Nolan… Filmlerinde sizi öyle bir etkisi altına alıyor ki kolay kolay sahneleri unutmuyor ve bazı şaşırtmalı final sahnelerinde ise “Acaba ne oldu?” diye beyin fırtınası yapmaya başlıyorsunuz. Bugüne kadar bir çok filmini seyrettim ve geçen gün film listesine baktığım zaman 1998 yapımı Takip filmine rastladım.

Konusuna falan hiç bakmadan seyretmeye başladım. Sonuçta yönetmen ve senarist Christopher Nolan.. Hangi filmi kötü olabilir ki?? :)) Konuya geçmeden önce filmi izledikten sonra biraz araştırma yaptım ve biraz bilgi vereyim size. C. Nolan’ın ilk uzun metrajlı filmidir. Ellerinde çok fazla bütçe olmadığı için Nolan tasarruf yaparak tanınmış oyuncular yerine eş, dost ve akrabalarını oynatmış filmde. İzlediğiniz zaman oyuncuların performanslarından çok kurgusu sizi filme çekiyor. Açıkçası böyle bir film beklemiyordum ben. Sonuçta ilk filmi eksiklerle doludur diye düşünüyordum ama Nolan’ın zekası filmi kurtarmış. :))

© Copyright 2010-2016 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress