Monthly Archives: Mayıs 2014

29
May

“Anılarla ilgili komik olan şey, tam olarak güvenilemez olmasıdır. Ama yine de, sonunda elimizdeki tek gerçek odur..” - Mindscape

Sanırım “Başlangıç” filminden sonra bu denli başarılı bir psikolojik gerilim filmi izlememiştim. Tabii bu filmlerin en büyük özellikleri ise finalleri ile şaşırtıp uzun süre düşünmenizi sağlaması. Kaçırdığımız bir sahne sonucunda “Nasıl ya? Nasıl oldu bu?” gibi sorularla karşı karşıya da kalmamıza neden olabiliyor ne yazık ki..

Mindscape.. Anıların dedektifi.. Filmi seyrederken keşke gerçekten böyle bir kurum olsa diye düşünmenizi de sağlıyorlar. :) John, eşini kaybettikten sonra tüm kontrolünü kaybetti ve yaptığı iş kendisine zarar vermeye başlamıştır. Bu nedenle anı dedektifliğine bir süre ara vermiş ama elindeki tüm para bitince de Mindscape görevine geri dönmek zorundadır. Başlarda çok basit bir olaymış gibi görünsede yeni işi aslında bugüne kadar ki görevlerinden biraz daha karmaşıktır. Kendisinden istenen tek şey, yemek yemeyen 16 yaşındaki Anna’nın tekrar yemek yemesini sağlamak.

24
May

67. Cannes Film Festivali Altın Palmiye Ödülü “Kış Uykusu” filminin..

 67. Cannes Film Festivali Altın Palmiye Ödülü Kış Uykusu filminin..

Festival başladığı zaman herkes bir heyecanla twitter üzerinden link arayışına geçti. Tabii ki böyle bir ödül gecesini hiçbir televizyon kanalı canlı olarak yayınlamadı. Fransızca’da olsa bir şekilde anlık olarak festivali takip ettik ve 32 yıl sonra ülkemize gelecek olacak Altın Palmiye’ye şahit olduk. :)) Uzun zamandır Twitter ana sayfasını bu denli hareketli ve heyecanlı görmemiştim. Sanırım son zamanlarda yaşadığımız ve aldığımız en güzel haber Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu filmi ile ülkemize 2. (1982 yılında Yılmaz Güney “Yol” filmi ile ilk Altın Palmiye ödülünü almıştı.) olarak getirdiği Altın Palmiye ödülüydü.

1
May

“Cyril bisikletse, Samantha o bisikletin çamurluğudur.” - Bisikletli Çocuk

Son birkaç aydır siteyi baya bir boşladık. Aslında bir filmi izledikten sonra, hemen onu siteye eklemediğim zaman aklımdan çıkıyor. O yüzden artık filmi izler izlemez yazmaya başlayacağım. :) Neyse neyse, uzun bir aradan sonra Dardenne kardeşlerin Le Gamin Au Vélo / Bisikletli Çocuk filmi ile yeniden merhaba diyorum. :))

11 yaşındaki Cyril, babası tarafından bir yetimhaneye bırakılmış ve hiçbir şekilde ziyaretine dahi gitmemiştir. Bir çocuğa “baban seni artık istemiyor.” demek, ona bunu inandırmak sanırım imkansız ki Cyril’de bu gerçeğe bir türlü inanmıyor ve babasını bulmak için her yolu deniyor. Şu dünyada sadece babası olan bir çocuğun da tek umudu babası olsa gerek ki ona olan güvenini asla yitirmez, gerçeği birde babasından duyana kadar. Cyril için bundan sonra hayat pekte kolay olmayacaktır. Babasına olan kızgınlığını, dışarıya agresif ve dediğim dedik tavırlarıyla vuruyor desek pek yanlış olmaz sanırım ki kendisini hafta sonu evine alan koruyucu annesi Samantha’ya bu konuda baya bir çektiriyor. Filmi seyrederken Samantha’nın sabrına hayran kalmamak elde değil..

© Copyright 2010-2014 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress